Ataköy: +90 212 661 66 11 Oyak Ayazağa: +90 212 283 28 30 Ataşehir: +90 216 455 69 69 5.Levent: +90 212 221 71 71
Değerli çalışma arkadaşlarım,
Biliyorsunuz ben Raffaele’yi kurmadan önce, çok uzun yıllar turizm sektöründe çalıştım, birçok patronum oldu. Hak edilen maaşları vermeyenler (çalıştığım 9 turizm acentasından 7 sinde, patronlar hak ettiğim paranın önemli bir bölümünü vermediler), hiçbir eleştiriye, karşı görüşe tahammül edemeyenler, kendilerini herkesten üstün sananlar, çalışanlara kötü davrananlar… Her türlüsünü gördüm. Ve her ne olursa olsun, onlara asla benzemeyeceğime dair kendime söz verdim.
Ben kendimi bildim bileli, onuru, insan onurunu her şeyin üstünde tutarım. Çalışan insana, emeği ile yaşayana sonsuz saygı duyarım. Benim işyerimde çalışanlar, “Bana kötü davranılacak mı?”, “Maaşımı zamanında alabilecek miyim?” sorularını sormamalı, böyle endişeler yaşamamalılar diye düşünürüm. Ve herkes buna şahittir; Raffaele’yi kurduğum ilk günden bugüne, iyi günde, kötü günde, daima bu bakış açısı ile, bu prensiplerim doğrultusunda hareket etmişimdir. ( Hatta çok samimi olarak söylüyorum: Pizza sektörünün bir gerçeği olan, akşam saatlerine kadar çalışma zorunluluğu karşısında, ailelerinizi, çocuklarınızı, bebeklerinizi ne kadar çok özlediğinizi, ya da maddi durumunuzun müsait olmamasından dolayı, onlara istedikleri her şeyi alamadığınızı düşünüp, üzülürüm )
İnanın 7 yıl süresince, benim zararıma olsa dahi, mantığımla değil, merhametle, duygularımla aldığım onlarca kararım oldu. Fakat şunu da söylemeliyim ki, böyle davrandığım için pişman olduğum o kadar çok zaman ve olay da oldu ki, artık neyin doğru olduğunu tam olarak bilemiyorum. “Çok zordayım” diyerek, benden bir yıl boyunca çift maaş alan ve bu çift maaş ödemesi bittikten kısa bir süre sonra, “Sana bu borcumu ödemezsem şerefsizim” diyerek çekip giden ve daha sonra kendisinden bu konuda asla haber alınamayan H'den, benim gelmediğim günlerde işyerinde, mesai saatleri içinde alkol aldığını çok sonra öğrenerek “bu çok vahim bir şey, lütfen bunu bir daha yapma” dediğim halde, alkol almaya ve bize kim bilir ne kadar müşteri kaybettirmeye devam eden ve bir kere olsun bir “pardon” ya da “özür dilerim” demeyen M'ye kadar, bana hayal kırıklığı yaşatan, kendimi enayi gibi hissettiren o kadar çok insan oldu ki…
Ben daha ilk günden, bir tek dükkan değil, bir zincir kurma vizyonu ile yola çıkmış ve şubelerimi çok güvendiğim kişilere emanet etme metodu ile büyümeye karar vermiştim. Evet, ailevi sebepler, sağlık sorunlarım, geçen yıl yapmış olduğum kazanın hala süren mahkemesi gibi nedenlerden dolayı işyerlerime az gelebiliyorum ve birçok patronun yaptığı, şok, beklenmeyen baskınlar yapmayı da hiç sevmiyorum. Yani denetlemede bir problem var. Ama ben her zaman şöyle düşünüyorum: Benim için en önemli şey, güvenebileceğim kişilerle, “iyi” insanlarla çalışmaktır.
Şu geldiğimiz noktada, bir karar verme aşamasındayım: İnsanlar bana o kadar çok hayal kırıklıkları yaşattılar ki, büyük tereddütler içindeyim. Size güvenebileceğime beni ikna ederseniz, “Biz bu yolda seninleyiz. Bize güvenebilirsin” derseniz, büyüme yolunda devam edeceğim, yeni şube yerlerini araştırmaya devam edeceğim. Ancak sizlerde o inancı göremezsem, o güveni bulamazsam, bu sonbahar, bazı radikal kararlar verebileceğimi söylemek istiyorum.
Sevgilerimle,
M. Tunca Tüzün